Yaşar İliksiz

Gazeteci - Yazar - Eğitmen

Sivas asıllı,

Kasımpaşa doğumlu Sarıyerli gazeteci yazar ve eğitimcidir. 

İnternet gazeteciliğinin öncü isimleri arasında yer alır. 

Roman ve şiir kitaplarının yanı sıra senaryolara imza atmıştır.

Tarih asla bugün değildir, gelecekte bir gün oldurulma şansı da yoktur.

Geçmişteki olayları bugünün mantığı ile yorumlamak ve geçmişte yaşayanları bugünün bilgi birikimiyle yargılamak eğer fanatiklikten değilse ahmaklıktandır.
Bugünün şartları ve olanakları bugüne hastır.

Günümüzün en cahil insanının bilgi birikimi bile dünün en zeki insanının bilgi birikiminden fazladır ve üstelik dünkülerin tecrübelerini de o bilgi birikiminin üstüne ekleme şansı vardır.

“Tarih tekerrürden ibarettir” deyimindeki kasıt; insanların benzer şartlarda, sosyal ve bireysel temel içgüdüleri tekrar tekrar sergileme şuursuzluğuna meyilli olduğunu ifade etmektir.

Tarih bilgiye erişim ve gerçeği kavrayabilme yöntemidir. Nadiren teşhisi mümkün sosyolojik hadiselere reçete oluşturmak için kullanılabilir ama bunun için de ehil insan gerekir. Her yöntem gibi kötülerin elinde silaha dönüşmesi mümkündür.

—-

Tarihi olaylar ve onları şekillendiren (gerek doğal gerekse kurgusal etkilerle olsun) sosyal etkileşimler sebep ve sonuç olarak sarmal bağlantılar içerirler. Yani her sonuç bazı nedenlere, her neden bazı sonuçlara bağlıdır.

Bu nedenle de gerçeği kavrama derdi olanlar, bağlantıları görebilmek için tarihi terimle “çıldırtan geri döngü” dediğimiz yorgunluğa katlanmak zorundadırlar.
Esasında adı çıldırtan olsa da bu süreç, gerçekte insanı çıldırtan kurgulardan koruyan kalkandır.

Söze başladığımız noktadaki gerçek, aynı zamanda, hic yorulmadan, gerçeği önemsemeden, amaca odaklı tarih kurgulamayı da çok kolaylaştırır.

Bu nedenle başta şarlatanlık olmak üzere, ideolojik, toplumsal mühendislik, kontrollü kaos yaratımı ve pragmatik amaçlı tarih yazımları (bilinçli veya unursamaksızın ya da farkında olmadan) hep bir hile ile işe başlar ve sonraki tüm gelişimleri önceki bir sebebe bağladığı gibi, tüm gelişmeleri de (akarsu yatağı efekti ile) tek bir sonuca akıtırlar. Gerçeklerin idraki yerine hedeflenen sonuç önemsediği için tarihi kişiliklerden amaca uygun secilen kahramanlar ve hainlerle kurgu tamamlanır. Asalet, onur ve kutsallık sosları da eklendi mi kurgu tarih, uğruna ölünecek ideal haline gelmiş demektir. .

Çıldırtan döngü yorgunluğuna katlanmaktan kaçan veya korkan herkes bu enfes görünümlü kurguları tadarak gerçek anlamda çıldırabilir ve istenen hedef için kendisinden bekleneni, kutsal vazife bilinciyle (meşru ya da gayri meşru olmasını önemsemeksizin) yerine getirmeye çalışır.

İktidarda olsun, muhalefette olsun amacı insanları belirlediği bir yere ulaştırmak olan hiçbir organizma insanların çıldırtan döngü kalkanını kuşanmasını hoş görmez. Bu kalkanı kuşananları hasımlarının safına iterek de onların katlini vacipleştirir

HÜLASA: Tarihi süreç, gerçekte Uzay Yolu’nun Kaptan Picard’ının yüzlestiği sorunlar ağı iken onu Yıldiz Savaşları’nın ışın kılıcı ile kesilebilen İskender Düğümü olarak gösterenler daha çok izleyici çekmektedir.

Öte yandan iyi niyetle bakarsak, bu tür kurgularda bile her Anakin Skywaljer’ın sonunun bir Darth Vader olduğunu fark edebilmek de çıldırma öncesi ‘son çıkış’ şansı olabilir.

—-

Toplumsal olaylarda en büyük gürültü merkeze en uzak yığınlardan çıkar. Merkezi unsurlar ise en çok gürültü çıkaranları sever çünkü;

Düşen bir kente, önce (eğer abluka sırasındaki direnişten sağ kurtulabildiyse) başıbozuklar ile sur dışındaki ölü ve yaralı arkadaşlarını çiğneyen emir uşakları dalarlar…
Soylular ve sırtıpekler (hakim unsurlar), nasıl ve ne zaman çökeceklerini planladıkları mülklerin sınırları dışında kalması şartiyla, onların yağma, talan ve tecavüz şöleninin bitmesini bekler.

Başıbozukların ve yağmacı uşakların zafer naraları bitip ve “bunlar benim, bileğimin hakkı ile aldım” övüncü başladığında yeni sahipleri kente dalar..

Kentin önce ablukadan sonra yağmacılardan kurtulmayı başarabilen sakinleri onları kente son girenleri kurtarıcı gibi görür… O aşamadan sonra gürültücüler yeni hedefler gösterilerek ortamdan uzaklaştırılır ve kentin eski hakim unsurları ile yeni hakim unsurları işveleşmeye başlar…

Bir savaşta sonucu fiili hal belirler. Pazarlık masasında şartlar, fiili hal üstünlüğünü elde tutan tarafın isteklerine göre belirlenir. Bir taraf savaş öncesi hale göre, fiili kazanımlarının yüzde 90’ından dahi feragat etse kazanan taraftır.

Bir tarafın geri adım atması demek fiili kazanımlarının en az yüzde 100’ünden vaz geçmesi demektir! Bu da ancak 3. taraflar arasındaki pazarlıklarda gelecek olasılıklarının potansiyel tehlike arz etmesiyle gündeme gelebilir.

Uzun Vaadeli Savaş Planları bozulmayan güçler için her evrede girilen sıcak çatışmalar esasen sadece “cephe”lerdir.. Zamansal cephe çatışmalarında fiili durumlar bir sonraki cephe çatışmasının zamanlamasında belirleyici etkenlerdendir.

Savaş alanında fiili hal kazancı cephe savaşı öncesine göre artan üçüncü taraf o pazarlık masasının da efendisidir…

Savaşların sadece kazananları ve kaybedenleri yoktur bir de “savrulanları” vardır. Müflis tüccarların eski veresiye defterlerinden medet ummasına benzer haller sergilerler. Fiili hallerin belirlediği yeni dengelerde tutunacak dallar ararken sakin kalmaya gayret etseler de, muhataplarının manevralarından dolayı söylemleri ile eylemlerini dengelemeleri pek de kolay olmaz!

Yaşar İliksiz – mistikalem.com

yasar@yasariliksiz.com

@yasariliksiz

Her Hakkı Saklıdır.